1. heykelini dikeceğiz heykelini, bir onun bir de (bkz: nevin yıldırım) 'ın. kadın-erkek eşitliği diyip çilem'in cezasını savunan akıl fukaralarının bir gününü şu ülkede kadın olarak geçirmelerini diliyorum, çilem gibi kadınların bir gününü yaşamalarını diliyorum. kadın cinayetlerinin sistematikleştiği bir ülke lan burası, kocaları kadınları bu haberlerle korkutuyor artık. direnme hakkı kadınlar için de esastır, kamunun kolluk kuvveti korumuyorsa silahlanma hakkı vardır, adalet işlemiyorsa kendi adaletini işletmek meşrudur, devlet erkekse kendi kadın devletini istemek meşrudur. ulan tek yapacağınız ananızın karınızın kıymetini bilmek, onun da sizin kendinize hak saydığınıza sahip olduğunu kabullenmek, ama yok illa direneceksin illa düşman gibi kan dökeceksin ki bu erkek tiranlar bi halt olmadıklarını anlasın.

    edit: heykelini dikmekten vazgeçtim sadece :)
  2. "adalet işlemiyorsa kendi adaletini işletmek meşrudur" dan çıkardıklarıyla hayret ettiren yazarları gormemizi sağlamış kişidir.

    adalet kanunlarla işletilir, bu cümlede "işlemeyen adalet" kişilerin koydukları değil, yasama gücünün kamu adına koyup anayasa mahkemesinin onayladığı ceza kanunları ve uluslararası anlaşmalara bağlı adalet sistemlerinin kanunlarıdır. devlet denilen yapı bu kanunlar üzerine oturtulan bir toplu sözleşmedir. devlet bu sistemi işletemediğinde meşruiyetini yitirir. yani bir on kabul söz konusudur, ilk kelime olan adalet kanun koyucuların adaletidir.
    radiohead baskını mevcut yasalara göre suçtur, radiohead baskınını yapan vandalların gerekçesiyse yasalara göre geçersizdir. tacizin tecavuzun yasalarda karşılığı bellidir, vatandaşlar bu yasaları kabul eder, ha yürütme çıkar bu kanunu işletmezse, tıpkı çilem'in oldurmeye giden sureçte hiç bir yasal talebinin dikkate alınmadığı ve nefsi mudafaa şartlarının oluşmadığı düşüncesiyle, tıpkı bazı tecavüz vakalarında verilen "rızası olmadan oral sex yaptırılamaz, ısırabilirdi" benzeri iğrenç raporlara itibar edilmesi gibi sayısız ornekte görüleceği üzere kişi adalet mekanizmasının meşruiyetinin kalmadığı bir noktaya ulaşırsa buna direnir. yasalara da sonuna kadar guvenemezsiniz, evrensel normlar vardır, bireyin haklarının üst sınırı vardır, burdan haksızlığa direnirsiniz. "ramazanda içki içtiler hiç adil değil" diyerek değil.ek: tacizciyi oldurmeleri lazımdı neden hapse attılar, adil değil dur öldüreyim" gibi değil. yasa mağduru korur, suçluyu topluma kazandırır. üst norm budur. konudan uzaklaşmamak için bitireyim: çilem'in olayında esas sorun üst erkek akıl adaletiyle surecin işletilmemesi, ve bu işletilmeyen sureçle oluşan durumun sonucunun nefs-i mudafaa sayılmamasıdır. işlemeyen adalet de budur, çilem kaçsa haktır.
  3. dün kendisinin figen yüksekdağ ile ilgili görüntülerinden dolayı rahatsız edilmesi üzerine "hiçbir parti ile siyasi ilişkim ve siyasi partiye ilgim yok" demesine saygı duyuyorum. bir insan bu konudan rahatsız olmuş olabilir. gelen misafirleriyle fotoğraf verdi diye dengesizler tarafından baskıya uğramış olabilir. buna yönelik bir açıklama yapması gerekmiyordu ancak yapabilir, burası türkiye.
    bak kardeşim,

    belli ki o avukatın yememiş içmemiş hdp foto paylaştı diye zoruna gitmiş, büyük ihtimalle birileri bunlara "bakın avukatı olduğunuz kadına diye" baskı yapmış. o avukatın "müvekkilimin hiçbir siyasi partiyle ilişkisi yoktur" diyebilir bunda bişey yok, sen demedin ama o "hdp gibi terör örgütüne yakın bir parti" dedi, yani siyaset yaptı. yani senin o avukatın, o çok bilmiş ama hiçbir halt beceremeyen avukatın siyasetten ne kadar uzağız derken siyaset yapıyor. "ilgim yoktur, arkamda duran herkese teşekkür ederim" de bitsin. yazık, kapına gelmişler, %50 kadın kotası koymuş, tüzüğünde kadın haklarını en ön plana almış bir parti bu, ayıp etti o avukatın. chp vekilleri olsaydı sesini çıkarmayacaktı. mesele hdp ve onun "terör ilişkisi". avukatın seni kullanıyor bunu bilmiş ol okuyorsan.